• Bademli Gevrekler
  • Baharatlı Fındıklı Kurabiye
  • Susamlı Cipsler
  • Bergamot Limonu Reçeli
  • Balkabaklı Rulo Pasta
  • Şiveydiz...

24 Mayıs 2011 Salı

Limonlu-Badem Unlu Kurabiye

13 yorum

Bu tarifi vermek için bir süredir bekliyordum.
Bir çırpıda yazamazdım çünkü. Şöyle geniş bir zamanda yazmalıyım ki lezzetini yeter miktarda tarif edeyim.
Blog için bir tarif hazırlayayım diye mutfağa girince limonlu bir kurabiye yapmak istedim. Kokusuyla ferahlık hissi uyandıran, tadına doyum olmayan bir kurabiye... Ehh benim diyette de yalan oldu. :)

Evet itiraf ediyorum, ziyaretine gideceğim halama elim boş gitmeyeyim diye hazırladım ama tadına bakınca tamamından vazgeçemeyip yarısını kendime sakladım.
İş yerinde arkadaşlarla yeriz diye yanıma aldım ama kimseyle paylaşmaya kıyamayıp hepsini kendim yedim. Aslında böyle biri değilimdir ama ne olduysa oldu bana bu kurabiye ile.
Misafirlerime bitecek korkusu ile ikram etmeye kıyamadım, zoraki birer tane çıkardım ama onların da yarısını ben yedim. Şimdi saklama kabında son üç tane kaldı ve tekrar yapmamak için kendimi zor durduruyorum. Tam da kilo vermeye başlayacakken olacak iş değil ki bu...

Badem ununun sakızımsı dokusu, limonun ferah kokusu ile bu tadı tahayyülünüze bırakıyorum artık.
Kesinlikle denemenizi öneririm. Zira benim favori kurabiyem kesinlikle budur...
Bir sonraki portakal kabuklu olsun diye düşünüyorum.

Ehh artık tarifine geçeyim Limonlu Badem Unlu Kurabiyemin;

Malzemeler:
  • 2+1/4 cup un
  • 3/4 cup badem unu
  • 2 büyük limon kabuğu rendesi
  • 1 cup toz şeker
  • 220 gr oda ısısında beklemiş tereyağ/margarin (karıştırıp kullandım)
  • 1 yumurta
  • 4 yemek kaşığı limon suyu
  • 1 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı kabartma sodası
  • bir tutam tuz
  • Üzerine
  • 1/2 limon kabuğu rendesi
  • 1/2 cup şeker
Yapımı:
  • 170 derecede fırınınızı ısıtın.
  • Unu kabartma tozu, kabartma sodası, tuz ile eleyin ve badem unu ile karıştırın.
  • Limon kabuğu rendesi ve şekeri ayrı bir kapta parmak uçlarınız ile karıştırın. Böylece limon aroması daha iyi ortaya çıkmış oluyor.
  • Hamur yoğurma kabınızda yağı krema kıvamında oluncaya dek çırpın, şeker limon kabuğu karışımını ekleyin ve çırpmaya devam edin.
  • Yumurta ve limon suyunu ekleyip çırpın.
  • Makineniz düşük karıştırma hızında olacak şekilde, kuru malzemeleri de ilave edin ve karıştırın.
  • Elde ettiğiniz hamur biraz yapışkan olacak fakat buzdolabında 25-30 dk dinlendirdikten sonra toparlanacaktır.
  • Üzeri için limon kabuğu rendesi ve şekeri yine parmak uçlarınızla karıştırın.
  • Hamuru cevizden biraz küçük olacak şekilde yuvarlayın. Limon kabuğu şeker karışımı ile her yerini kaplayın.
  • Yağlı kağıt serdiğiniz tepsilere aralıklı olarak dizin(pişerken yayılacaklar), yaklaşık 10 dk kadar pişirin.
  • Fırından çıkarınca soğutun ve afiyetle yiyin.
Tarifimiz bu kadarcık.
Deneyip, memnun kalmanız dileklerimle...
İş yerinde internetin olmaması tüm sosyal hayatımı mahvetti. Küçük bir minibook ile bu olayı halletmeyi planlıyorum. Böylece yine eskisi gibi tüm blogcu arkadaşlarımı yakından takip etmiş olacağım.

Huzurunuz eksik olmasın...
Sevgilerimle...

20 Mayıs 2011 Cuma

Bademli ve Yaban Mersinli Gevrek (Cranberry Biscotti)

11 yorum
Merhabalar,
Şu sıralar mutfağa sadece doymak için giriyoruz. Rutin hazırlıklar ve tariflerle geçiyor boş vakitlerim. Farklı ne yapabilirim diye düşünmekten çok uzak kaldım.
Bir de kışın aldığım 5 kiloyu verme gayreti içinde olduğumu da söylemeden geçmeyeyim.Daha hafif besleneyim derken tarif de çıkmıyor ortaya :)
Haliyle blogum da kimsesiz kaldı son zamanlarda.
Ne olduğunu anlayamadığım ilginç bir iş süreci de geçiriyorum ayrıca. Tüm enerjimi alıyor. Şu sıralar daha iyiyim neyseki.
Lafı uzatmadan çayın ya da kahvenin yanında çok sevdiğim bu gevrekleri paylaşayım sizlerle.
Malzemeler:
  • 1/2 cup kuru yaban mersini(cranberry)
  • 3 cup un
  • 2 çay kaşığı kabartma sodası
  • Bir tutam tuz
  • 80 gr margarin/tereyağ
  • 3/4 cup şeker
  • 3 yumurta
  • 1/2 cup beyaz damla çikolata
  • 1/2 cup badem
  • Üzerine :1 yumurta ve toz şeker

Yapımı:
  • Fırını180 derecede ısıtın.
  • Yaban mersinlerini ılık suya ıslayın ve yumuşamalarını sağlayın.
  • Un, tuz, vanilya,kabartma sodasını eleyerek karıştırın.
  • Tereyağ ve şekeri bir kaç dakika çırpın.
  • Bu karışıma yumurtaları teker teker kırıp karıştırın.
  • Kuru malzemeler ile birleştirin.
  • Bademi, suyunu süzdürdüğünüz yaban mersinlerini, beyaz damla çikolatayı da ekleyin. Yumuşak bir hamur elde edin.
  • Hamura ince uzun şekil verin, üzerine yumurta sürün ve şeker serpin, pişirin.
  • Üzeri hafifçe kızardıktan sonra ince ince dilimleyip tekrar tepsiye dizin.
  • Biraz daha pişirin ve afiyetle yiyin.
Hafta sonu için şimdiden yapılacaklar listem hazır. Sağlam tarifler ve fotoğraflarla yakında buradayım.
Yorumlarıyla bana destek veren tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.
İyi ki varsınız. İyi ki buradayım.

Mutlu ve huzurlu bir hafta sonu diliyorum.
Sevgilerimle...

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Portakal Kabuğu Reçeli

15 yorum

Merhabalar,

Zaman nasıl da akıp gidiyor diye hayret dolu cümleler kurmuyorum artık. Günlerim yorgun argın, bazen sitem dolu, bazen sahip olduklarımda bulduğum mutlulukla, bazen hüzün, bazen hırsla geçip gidiyor...

Ve anladım ki; bir insanın mutlu olması için illa da güzel şeyler yaşaması gerekmiyor. Mutluluk zaten benim içimde var. Nerede olduğumun önemi yok.
Hafta sonu mutfakta neler yapıcağımı planlarken dahi mutlu olabiliyorum ben...

Çünkü ben onlar gibi değilim, çünkü ben farklıyım, farklı olduğumu farkedecek kadar bilincim açık...

Her neyse sizi kendi düşüncelerimle sıkboğaz etmeyeyim ve reçelimden bahsedeyim.

Çocukluğumdan kalma bir görüntüdür bu. Vişne reçelinden başka reçel yiyemem. Son zamanlarda ahududu reçeli de yiyorum. Portakal kabuğu reçeli ise yeni favorilerimden. Turunç reçelinin daha da güzel olduğu söyleniyor. Onu da denemek lazım...

Göz kararı ölçü ile hazırladığımdan sadece nasıl yapıldığını tarif edicem.

  • Portakal yedikten sonra kabuklarını atmaya kıyamadıklarımı incecik soydum ve kıvırıp ipe dizdim, kuruttum. Yeteri kadar biriktirince kaynattım ve bir gece boyunca sürekli suyunu değiştirerek acı tadını aldım.
  • Son suyunu da süzdürdükten sonra, şekeri ilave ettim ve kaynattım.
  • Yeteri kadar kaynattıktan sonra çok az limon tuzu ilave edip bir taşım kaynattım.
Üzerine ilave su eklemediğimden reçelden daha çok şekerlemeye benzedi. Ceviz ve fıstık ile harika bir tat ortaya çıktı.
Portakal kabuklarınızı çöpe atmak yerine böyle kolay bir tarif ile sevimli ikramlıklar hazırlayabilirsiniz.

Pek mutlu, çok huzurlu bir hafta geçirin dilerim...

Benim için pek ümit yok bu hafta :(
Sevgilerimle...

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Tırşık Çorbası

16 yorum


Merhabalar,

Arşivimde bekleyen bir tarif ile devam edeyim. Yalnız tırşık otunun zamanı da blogların kapatıldığı zamana denk geldiğinden yayımlayamamıştım. Kasım-Mart aylarında yetişen bir bitki olduğundan haliyle geç kalınmış bir tarif bu. Daha önceki blogumda da yer vermiştim bu tarife. Çok fazla bilinmediğinden burada da yayımlamak istiyorum.

Nadiren de olsa pazara uğrarım ve her defasında pişmanlıkla ve kendime söylenerek çıkarım. Yine öyle bir günde pazarın hemen dışında köyden toplanıp getirilmiş tezecik tırşık otunun satıldığını gördüm. Öyle kaptırmışım ki kendimi; yanıma usulca yaklaşan yaşlı bir teyze dayanamayıp bu otla ne yapacağımı sordu. Çorba dedim, ama yapımı biraz zahmetlidir deyince tarifini sorma gereği bile hissetmedi. :)

Antep'de böyle bir çorba bilinmez. Annem Maraşlı olunca bu çorbalarla büyüdüm.

Yapımı zahmetli bir o kadar da maharet ve deneyim istiyor. Önemli olan çorbanın iyi bir şekilde ekşitilmesi. Halk arasında ne kadar ekşi bir çorba yapılırsa o kadar maharetli sayılıyormuşsun.

Malzemeler: 
1 kase aşurelik dövme
1 kase haşlanmış nohut
1 kase yoğurt
1 kase Maraş tarhanası (isteğe bağlı)
1 kg tırşık otu
Tuz- Un
Yaklaşık 1,5-2 lt kaynamış su

Yapımı:
Tırşık otunu incecik doğrayın. İnce kıyılması da önemli bir özellikmiş. Daha önceki blogumda bir çok yorum gelmişti bu konuda.  Tırşık otuna elinizi temas ettirmemelisiniz. Isırgan otu misali bu ot da yakıcıdır. Eldiven ile doğrayın ve ardından bol suda yıkayın.
Düdüklü tencerede pişirilmesini öneririm yine. Tencereye dövmeyi, tarhanayı, kaynamış suyu, yoğurdu ve tırşık otunu ekleyip, karıştırın. Suyunu göz kararı ayarlayın.
Üzerine un serpin ve tencerenin kapağını kapatın.
Tencerenin her tarafını sarıp sarmalayın ve bir gece bu şekilde bekletin.
Bekledikçe ekşiyecektir. Nohutu haşlanmış olarak ekleyeceğimizden daha sonra ilave edicez.
Bir gece dinlendikten sonra tuzunu ilave ederek kaynatın.
Piştikten sonra nohutu da ekleyin ve biraz daha kaynatın ve servis edin.

Tadı bildiğiniz çorbalardan çok daha farklı. Umarım bir şekilde bu bitkiye ulaşır ve deneme şansını bulursunuz.


Tırşık; daha çok Kahramanmaraş ve Osmaniye taraflarında çorbası yapılan bir bitki. Taze iken yemek gerek. Yapraklar sertleştikten ve ortasında mor renkli çiçeği çıktıktan sonra zehirli bir bitki oluyor. Aç karnına yendiğinde bağırsak parazitlerine ve gastirite iyi geldiği söyleniyor. 
Faydalarından dolayı Andırın doktoru olarak da anılıyor. Tırşık otu ile söylenebilecek çok şey var. Hepsine burada yer vermem mümkün değil. Küçük bir araştırma ile ne kadar faydalı bir bitki olduğunu göreceksiniz.

Ayrıca araştırma yaparken eski fotoğrafım üzerine kendileri yapmış gibi site isimlerini yazarak yayımlayan insancıkları da kınıyorum.

Mutlu, huzurlu bir hafta geçirmenizi diliyorum.
Tabi kendim için de diliyorum zira şu sıralar en çok ihtiyacım olan şey...

Sevgilerimle...
 

*Ra Mutfakta Design by GeCe's Blogger Templates © 2010